a)Bilişsel
alan , zihinsel
öğrenmelerin çoğunlukta olduğu alanlardır.Bu alanın alt basamakları
bilgi,kavrama, uygulama, analiz, sentez ve değerlendirmelerdir.
b)
Duyuşsal alan, sevgi,
korku, ilgi, tutum gibi duygusal yönlerin baskın olduğu alandır. Bu
alanın alt basamakları, alma, tepkide bulunma ,değer verme, örgütleme ve
kişilik haline gelmedir.
Bilişsel Alan
Düşünceye dayalı eğitsel
hedeflerin sınıflanması yöntemidir. Bilişsel alan Bloom'un sınıflandırma
yöntemi olarak da bilinir ve bir çocuğun düşünce seviyesini ortaya koyan
davranışı içerir. Bu alanın en düşük düşünce seviyesinden en yükseğe doğru altı
düzeyi vardır ve bu düzeyler şu şekilde sıralanır:
- Bilgi
(En Düşük Seviye) aktarma, belli bir parça aktarma,
- Yorumlama
-açıklama, bildirme, yeniden kelimelere dökme,
- Uygulama
-kullanım, gösteri, deneme,
- Analiz
-inceleme, araştırma, deney,
- Sentez
- oluşturma, tasarım, öngörme
- Değerlendirme (En üst düzey) hüküm verme, oranlama,
destekleme davranışlarıdır.
Bloom'un sınıflama yöntemi en düşük düzeyde
bilgiyle en karmaşık yüksek düzey olan değerlendirme arasındaki düzeyleri
sınıflandırmasının yanı sıra en yüksek düzeyde düşünmenin ancak en alt düzeyde
düşünme ile olması gerektiğini vurgular. Örneğin gerekli bilgiler bilgi
düzeyinde bilinmiyorsa bu bilgilerin yorum safhasını oluşturmak oldukça güçtür.
Bunun yanında çocukların yüksek düzeyde sentezleme yapmaları onların bilgi,
yorumlama, uygulama, analiz düzeylerini başarmalarına bağlıdır. Genelde üst
düzeyden başlama etkili bir yol değildir.
Bilişsel Alanın Sınıflandırılması
1)
Bilgi
Bu basamakta her hangi bir
nesne ve olguyla ilgili bazı özellikleri kişinin görünce tanıması, sorunca
ezberden aynen tekrar etmesi davranışlarını kapsar. Bu basamak kendi içerisinde
on alt basamağa ayrılır.
1.1 Kavramlar Bilgisi
(Terimler Bilgisi): Kavram bir konu alanında özel anlam taşıyan sözcüklerdir .
Örneğin; Sosyal Bilgiler derslerinde geçen: dağ, ova, yayla, plan, kroki gibi
bazı kavramlar vardır. Öğrencilerin bu kavramları tanıması ve öğrenmesi bu
basamakta olur.
1.2 Olgular Bilgisi: Olgu olayların
genellenmiş örüntüsü olarak tanımlanabilir.
1.3 Araç ve Gereçler
Bilgisi: Ders esnasında o ders içerisinde kullanılan araç ve gereçler vardır.
Öğrencilerin bu araç ve gereçleri kavraması bu basamakla ilgilidir.
1.4 Alışılar Bilgisi: Örneğin; soysal bilgiler
dersinde haritalarda kullanılan bir çok sembol vardır. Bu sembollerin
kullanılması alışıdır.
1.5 Yönelimler ve Aşamalı
Diziler Bilgisi: Bilgisayarın geçmişten günümüze tarihi vardır ve kronolojik bir
sırası vardır.Bunların kavranması bu basamağın içindedir.
1.6 Sınıflamalar ve
Kategoriler Bilgisi: Örneğin ;sosyal bilgiler dersinde: dağ, sıradağ; iç turizm, dış
turizm; köy, belde, ilçe, il gibi sınıflamalar vardır.Bu sınıflamaların
kavranması bu basamağın içindedir.
1.7 Ölçütler Bilgisi: Ölçütler soyut
kavramlardır.
1.8 Yöntem Bilgisi: Derslerde olgular
incelenirken pek çok teknik vardır.Bu yöntem ve tekniklerin öğrencilere
kazandırılması bu basamakla ilgilidir.
1.9 İlke ve Genellemeler
Bilgisi: Sosyal Bilgiler dersinde toplumsal olgularla ilgili ilke ve
genellemeler vardır. İlkeler neden-sonuç ilişkisini belirten önermelerdir. İlke
ve genellemeler bir ülkenin ekonomik yapısı onun yaşam tarzını etkileyen temel
değişkenlerden biridir. Yenilikler, buluşlar, icatlar, gelenek ve görenekler;
kişinin içinde yaşadığı doğal, toplumsal ve kültürel ortam bu yaşam tarzını
etkileyen en önemli değişkenlerdir. Bunun içindir ki bu değerlerin öğrencilere
verilmesi gerekir. Bu da bu basamağın kapsamındadır.
1.10 Kuram ve Yapılar
Bilgisi
2. Kavrama
Kavrama basamağında bilgi düzeyinde kazanılan
davranışların öğrenci tarafından özümsenmesi ve kendine mal edilmesi söz
konusudur. Sözlü olarak bir olgunun nedeni, nasıl ve niye olduğunu kendi
cümleleriyle gerekçe göstererek açıklama, yeni örnekler verme, verileri bilip
bunlar hakkında varsayımlarda bulunabilme bu ana basamağın kapsamı içindedir.
2.1 Çevirme: Bir bilgi bütününü bir başka şekilde ifade etmedir.Örneğin ; bir
metni grafik olarak ifade etme , bir grafiği sözle açıklama,bir problemi
formülle ifade etme, bir denklemi sözle açıklama vb.
2.2 Yorumlama: Bir bilgi bütününü kendi ifadesiyle anlatma , açıklama, metni
özetleme , örnek verme, neden sonuç ilişkilerini, benzerlik ve farklılıkları
bulma; ana fikri ve yan fikirleri bulma vb.
2.3 Öteleme: Eldeki verilere dayalı
olarak geleceği ve aradaki öğeleri, boşlukları kestirme.Örneğin ; bir düşünce
yazısına önce gelmesi gereken paragrafı kestirme, sonra gelmesi gereken paragrafı
kestirme, bir olayın sonrasını kestirme.
3. Uygulama
Uygulama basamağında
kazanılan davranışlara dayanarak öğrencinin kendisi için yeni olan daha önce
hiç karşılaşmadığı bir sorunu çözebilme yeterliğine kavuşması bu ana basamakta
olur. Öğrenci sorunu çözerken ilgili ilkeleri genellemeleri kullanmalıdır.
Sosyal Bilgiler derslerinde göç, nüfus artışı, tarım, turizm, ticaret gibi
konularda öğrenciye bir sorun verilip öğrenci tarafından bu sorunu çözülmeye
çalışılması gibi...
4. Analiz
Bir bilgi bütününü onu
oluşturan öğelere ,öğeler arasındaki ilişkilere ve bütünü oluşturan örgütleme
ilkelerine ayrıştırma.
5. Sentez
Öğeleri belli ilişki ve kurallara göre
birleştirip bir bütün oluşturma işidir. Sentezde yenilik, buluş, icat, özgünlük
söz konusudur. Toplumsal sorunları çözmede yeni bir yöntem, teknik geliştirme;
yeni bir plan oluşturma; toplumsal olguları açıklayan yeni ilkeler ortaya koyma
gibi etkinlikler bu basamakta olur.
6. Değerlendirme
Değerlendirme ölçme
sonuçlarını belirlenen ölçüte göre inceleyip bir yarıya varma işidir. Yukarıda
basamaklar sonucu ortaya çıkan ürün hakkında bir yargıya varma bu basamakta
olur.
Bilişsel alan
basamaklarının örneklerle açıklanması
- Bilgi:
Öğrenci 23 nisan 1920 de Türkiye Büyük Millet Meclisinin açıldığını
öğrenir.
- Yorumlama:
Öğrenci bu bilgiye dayanarak kendi kafasından bir yorumlama yapar.
“Birinci Dünya Savaşı sonrasında galip devletler tarafında işgal edilen
ülkede Mustafa Kemal Atatürk halkta kurtuluş bilinci uyandırarak kurtuluş
mücadelesini başlattı. Bu mücadele de halkı da yönetime ortak etmek için
TBMM yi açtı.”
- Uygulama:
Öğrenci daha önce elde ettiği ve vardığı sonuçlar ışığında bu olayı daha
da irdeler. 23 Nisan 1920 de açılan meclis binasını gezmeye gider. O zaman
görev alan milletvekillerinin anılarını yazılarını okur...
- Analiz:
Öğrenci TBMM’nin açılışı sürecini çok iyi kavramış düzeydedir. Bunu
kronolojik olarak sıralayabilir.
- Sentez:
Yeni varsayımlar ortaya koyar, veriler geliştirir. TBMM kurulmadan önceki
yönetim şekli ile Kurulduktan sonraki yönetim şeklini ortaya koyar.
- Değerlendirme:
Öğrenci burada bazı sonuçlara ulaşır. Meclis yönetimi şeklinin diğer
yönetim şekillerinden daha iyi olduğunu anlar, bunun gereklerini özümser
ve yaşam biçimi haline getirir.
Duyuşsal Alan
Duyuşsal alan insanın
duygularını içeren davranışları ifade eder. Daha geniş bir deyişle; insana
kazandırılmak istenen duygular, tercihler, değerler, ahlaki kurallar, istek ve
arzular, güdüler, yönelimler duyuşsal alanın kapsamına girer. Kişi belli nesne
ya da olgulara karşı sürekli ilgi gösterebilir. Onlara karşı kararlı bir tutumu
vardır ve değerler sistemi geliştirir.
Duyuşsal davranış eğitimde
oldukça önemli bir yer tutar. Çünkü devlet eliyle yürütülen eğitim devletin
devamını sağlayacak nitelikte etkin vatandaş yetiştirme amacındadır . Eğitimi
duyuşsal eğitime yönelten etkenlere bakacak olursak:
- Herkesin
farklı ihtiyaç ve yetenekleri vardır. Bu yüzden herkes için faydalı bilgi
anlayışı farklıdır. Bu nedenle eğitim bireyselleşmek zorundadır, çünkü hiç
kimse ihtiyaç duymadığı şeyi öğrenmeye zorlanamaz.
- Okul
en kolay, en hızlı ve en yararlı en etkili şekilde nasıl
öğrenilebileceğini öğretmeyi üstlenmelidir. Bilgi çağında, okul bilgiyi
değil, bilgiyi sevmeyi öğretmelidir.bu hedeflere ulaşabilmenin yolu da duyuşsal
eğitimdir.
Duyuşsal eğitim;öğrencinin
duygu ve ihtiyaçlarını rahatça anlatmasını, kendisine ve başkalarına saygılı
davranmasını ve kendini denetleme hedeflerini gerçekleştirmesini sağlamaya
çalışır. Sosyal bilgiler programının amaçları incelendiğinde duyuşsal
öğrenmenin önemli bir yer tuttuğu görülür.
Başkalarına karşı
hoşgörülü olma, birlikte çalışmaktan zevk alma, vatanını milletini ailesini
arkadaşlarını sevme, büyüklerine karşı saygılı olma gibi davranışlar sosyal
bilgiler derslerinde öğrencilere kazandırılmak istenen hedef davranışlar
arasındadır.
Okulun ilk yılları
çocukların tutum ve inançlarının geliştiği en önemli dönemdir. Araştırmalar on
üç yaşına kadar insanda oluşan tutum ve değerlerin bu yaştan sonra değişmesinin
oldukça güç olduğunu göstermektedir. Bu nedenle ilköğretim çağı, çocukların
kendi değer inanışlarını geliştirilmesi için en kritik dönemdir.
Duyuşsal Alanın Sınıflandırması
Duyuşsal alan da bilişsel
alan gibi kendi arasında aşamalı olarak sınıflanmıştır. Ancak bilişsel alanın bilgi
basamağında sayılabilecek bazı öğeler olmadan duyuşsal alandaki davranışlar
gerçekleşmeyebilir.Çünkü bilmediğimiz bir olguya karşı herhangi bir sevgi,
nefret, korku vb. gibi duyuşsal bir tepki geliştiremeyiz.
Duyuşsal alan aşamalı
olarak beş ana basamağa ve alt basamaklara ayrılmıştır.
1.0 Alma (Katılma)
Kişi eğer nesne ve
olguların farkında olmazsa ona karşı duyuşsal bir davranış geliştiremez. Kişilerin
bir ders veya konu hakkında farklı düşünce ve inançları olduğunu fark edemeyen
bir kişi onlara karşı hiçbir alanda öğrenilmiş bir davranışı gösteremez. Kişi
önce nesnenin olgunun farkına varır ondan sonra uyarıcıya açık olabilir. Kendi
içerisinde üç alt basamağa ayrılır.
1.1 Farkında Olma: Bu basamakta nesne veya olgudan gelen uyarıcının farkına
varılır.
1.2 Almaya Açıklık: Bu basamakta kişi uyarıcıyı reddetmez, ondan kaçmaz, tersine ona doğru
bir yönelim izler.
1.3 Kontrollü-Seçici Dikkat: Bu basamakta kişi birden fazla uyarıcı
arasından birini ya da birkaçını seçebilir. Dikkatini ilgisini ona doğru yöneltebilir.
2.0 Tepkide Bulunma
Bu basamakta ilgiler söz
konusudur. Kişi uyarıcıya karşı uysallık isteklilik gösterebilir.
3.0 Değer Verme
3.1 Değeri Kabullenme: Uyarıcıya karşı kişi sürekli aynı duyuşsal tepkiyi verebilir.
3.2 Değeri Yeğleme: Bu
basamakta toplumca oluşturulan değerlerden biri diğerlerine göre daha üstün
tutulur.
3.3 Değere
Adanmışlık: Bu basamakta kişi başkalarını bu değerin peşinde sürüklemek
için çaba harcayabilir.Burada kişi değerle özdeşleşmiştir.
4.0 Örgütleme
Bu düzeyin alt
basamakları ; yeni değeri kendi değeriyle uyumlaştırma ve değer sistemine
katmadır. Bu basamakta birey, yeni değerlerle kendi değerlerini bütünleştirerek
bir değer sistemi oluşturur.
5.0 Bir değer ya da değerler bütünüyle nitelenme
Bu düzeyin de kendi
içinde iki alt basamağı vardır. Bunlar; değeri davranış ölçütü haline getirme
ve kişiliğinin bir parçası haline getirmedir.Her koşulda, ödün vermeden
benimsediği bu değere uygun davranma, uzun dönemli sahiplenme…
Devinişsel (Psikomotor) Alan
Devinişsel davranışlar
zihin ve kasların ortak çalışması sonucu ortaya çıkan davranışlardır. Yürümek,
konuşmak, yazmak gibi günlük hayatımızda sürekli kullandığımız beceriler; dans
etmek, gitar çalmak, futbol oynamak gibi uzmanlık gerektiren beceriler de
psikomotor becerilerdir.
Eğitimde ise örneğin,
ilköğretimin ilk sınıflarında hedef alınan kalem tutma, parmak kaldırarak söz
istediğini belli etme, kitabı belli bir uzaklıktan okuma gibi davranışlar devinişsel
alanın kapsamı içindedir. Eğitim hayatımızın daha başlarında yıllar önce o
yıllardaki öğretmenlerimiz bizlere “kalemi elinize alın şu şekilde sağdan sola
doğru bir ‘O’ çizin” demişlerdir. İşte daha o yıllarda öğretmenlerimiz devinişsel
becerilerimizi geliştirme yolunda bizlere talimat veriyordu. Açıklamak
gerekirse öğretmenlerimizin burada bizden yapılmasını istediği psikomotor
beceri kalemi doğru ve rahat bir şekilde tutarak satır aralarına zihinsel ve
kas koordinasyonu ile istenilen harfi istenilen şekilde çizmekti.
Okullardaki beden eğitimi,
resim, müzik, iş teknik, yazı, derslerinde öğrencilere kazandırılmak istenen
davranışların bir çoğu psikomotor becerilerdir. Sosyal Bilgiler dersinde ise
“harita, kroki, plan çizmek; vaka incelemesi yapmak” gibi davranışlar da zihin
ve kas koordinasyonu -psikomotor beceri - gerektirir.
KAYNAKÇA:
http://www.bekirhoca.com/ogretmen/uzman/program.asp
http://www.geocities.com/tebesir_lekesi/ds.htm
Gelişim Öğrenme ve Öğretim (Prof. Dr. Nuray Senemoğlu –Mart
2005)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder